15 Nisan 2014 Salı

Sezai Karakoç İkinci Yeni Şairi Değildir

Sezai Karakoç İkinci Yeni Şairi Değildir


sezai-karakoc-ikinci-yeni-sairi-degildir














 Sezai Karakoç İkinci Yeni Şairi Değildir
        Sezai Karakoç bizzat diriliş akımının şairidir. Onu hangi niyetle olursa olsun ikinci yeni şairi olarak göstermek doğru değildir. Onun şiirinin alt yapısı İslam uygarlığının yeniden ihyası üzerine kurulmuştur.  O, Yunus Emre, Mevlana, Fuzuli, Şeyh Galip, Mehmet Akif, Necip Fazıl halkasının son temsilcisidir. Sezai Karakoç için şiir, tiyatro, deneme, hikâye nihayetinde birer araçtır. Hiçbir zaman şiir yazmak için şiir yazmamıştır. O ne sanat için sanat yapma ne de halk için sanat yapma derdinde olmamıştır. O her zaman sanatı yalnızca Allah rızası için yapma derdinde olmuştur.  Onun hayatı başlı başına bir şiir olarak bunu açıkça haykırmaktadır. Her türlü dünya nimetini elinin tersiyle iterek tüm ömrünü kutlu ideali için geçirmektedir.
        Diriliş ve diriliş düşüncesinin üstadı ile ilgili bir sürü yanlış anlaşılmanın kaynağında dava duygusundan mahrum aydınların yalan yanlış haberleri ve yazıları yatmaktadır.  İslam’ı ve İslam davasını içselleştiremeyen bu zavallılar şiirin ve sanatın büyüsüne kapılarak bir taraftan İslam derken diğer taraftan modern putların iktidar sahalarında var olmaya çalışmaktadırlar. Bu iki başlı bakış açısı onların dirilişi ve diriliş şiirini anlamalarını zorlaştırmıştır. Zaten yüzde yüz bir teslimiyet olmadan diriliş anlaşılmaz. Hem diriliş hem de diğer dünyevi istekleri bir arada tutma kaygıları onları hem dirilişten hem de samimiyetten uzak tutmaktadır.
        Diriliş şiirini modern edebiyat kuramında ikinci yeni akımı içerisinde kategorize etmek iyi niyetli bir hareket değildir. Sezai Karakoç’u mevcut değerlendirme ölçütleri ile ele almak sıkıntılı bir durumdur. Mevcut terazilerin ayarı ne yazık ki bozuktur. Bu noktada dirilişin terazisi her daim İslam medeniyeti olmuştur. Meseleye İslam medeniyeti penceresinden bakamayanlar dirilişi anlayamaz.  

 Sıkıntılı diğer bir durum ise dirilişin dirilişle alakası olmayan isim sömürücüleri tarafından sömürülmesidir. Bu sömürüyü yapanlar bir taraftan dirilişi överken diğer taraftan dirilişe düşmanlık yapanların peşinde koşmaktadırlar.  Bu isim sömürücülerinin hakikatte dirilişle uzaktan yakından alakaları yoktur. Fakat kendilerini dirilişin temsilcisi gibi göstermeye çalışmaktadırlar.  Bu nasıl bir çelişki ve bu nasıl bir ikiyüzlülüktür insan gerçekten şaşırmadan edemiyor.
        Sezai Karakoç’un İkinci Yeni ile bağlantısı dönemseldir.  Her şeye dış pencereden bakan ve zahirden batına inemeyen insanlar için Sezai Karakoç şiiriniİkinci Yeni şiirinden ayırt etmek pek mümkün değildir. Çünkü onlar altın ile altın suyuna batırılmış tenekeyi birbirinden ayırt edemeyecek kadar kör ve dikkatsizdirler.
        İkinci Yeni şiiri dünyacı ve temelsiz bir şiirdir. Metafizik gerilimden yoksundur. Boşluk duygusu, sıkıntı, yalnızlık, yabancılık, yenilmişlik, içe kapanma, bunalım, bezginlik, şüphe, tiksinme İkinci Yeni şiirinde en çok öne çıkan temalardır. Diriliş şiirinde ise öne çıkan temalar Allah, insan, şehir, tabiat, aşk, hayat, ölüm, diriliş, İslam, ümit, peygamber, iman ve İslam medeniyetinin her türlü kavramlarıdır. Diriliş şiiri bize ayetlerin, hadislerin, kıssaların dünyasını sunar. Onda ki yeni, eski olanın sırrını kavramak içindir. O kelimeler içinde hayatı bulandır. Sezai Karakoç’un mısraları maveranın kapılarını açar. 
Sezai Karakoç, ister şiirinde ister fikrî yazılarında olsun ele aldığı her konuyu İslam medeniyeti perspektifinden değerlendirmektedir. Onun için şiir, "hakikatin, doğa ve tarih içinde atan nabzı, çarpan yüreğidir.”  O Hz. Mevlana’nın pergel örneğinde olduğu gibi bir ayağı hak ve hakikatte diğer ayağı ise yetmiş iki milletin üstünde bir anlayışla eserlerini yoğurur.  Sezai Karakoç İslam tarihinden ve coğrafyasından imgelerle süslediği şiirlerini tarihin sahnesine birer muştucu gibi gönderir. O tasavvufî bakış açısıyla ele aldığı bu dünya hayatının cazibelerine hiçbir zaman aldanmamıştır.

Mehmet Baş



Hiç yorum yok: